Michael Schur, Şili belgeseli "The Mole Agent"ı izledikten sonra "A Man On the Inside"ı yaratmaya ilham aldı
Narrative
Emekli bir adam olan Charles, özel dedektif için bir ilana cevap verdiğinde ve bir huzurevinde gizli bir soruşturmada köstebek olduğunda hayata yeni bir başlangıç yapar. "The Mole Agent"ın güçlü bir belgesel olduğunu çünkü insanların yaş, etnik köken veya cinsiyetten bağımsız olarak inanılmaz derecede benzer hissetmelerini sağladığını söylüyor ve ben bu hissi çok basit bir şekilde, “Annemi aramalıyım.” şeklinde tarif ediyorum.
El agente topo’nun (2020) yeniden yapımı
Biz de şovumuzda şu tonla benzer bir şey yapmaya çalıştık: Temel olarak, şovumuz anneleri arama isteğine katkıda bulunuyor mu?. Ted Danson’ın kalıcı karizması, The Good Place yaratıcısı Michael Schur’un komedi ve gizemin dokunaklı bir karışımı olan The Man On the Inside’da parlıyor.
Bir mücevher soygununu çözmekle görevlendirilen Charles, gizli göreve gider ve sonunda etrafındaki sıra dışı sakinlerle beklenmedik bağlantılar keşfeder
Dizi, lüks bir emeklilik topluluğunda özel dedektif rolünü üstlenerek monoton hayatını yeniden canlandıran yalnız, emekli bir dul olan Charles’ı (Danson) takip ediyor. Dizi, Danson’ın kusursuz zamanlamasını ve Sally Struthers ve Stephen McKinley Henderson gibi deneyimli oyunculardan oluşan bir topluluk kadrosunu kullanarak canlı, çok katmanlı bir hikaye yaratmak için mizah ve dokunaklılığı ustaca dengeliyor.
Dizi karmaşık kişiliğiyle büyülüyor, ancak gerçek hazinesi gelişen ilişkilerde yatıyor
İkinci şansların ve insan bağlantısının bir kutlaması olan dizi, komedi çekiciliğini kaybetmeden yaşlanma, keder ve yeniden keşif temalarını hassas bir şekilde ele alıyor. Oscar adayı belgesel The Mole’dan uyarlanan Schur’un son girişimi, kendi kimliğini oluştururken önceki çalışmalarının felsefesini ve sıcaklığını yansıtıyor.
The Good Place’in gerçeküstü mizahından yoksun olsa da The Man Inside dürüstlüğüyle kazanıyor ve hem kahkahalar hem de içten anlar sunuyor
Charles’ın Kızı Emily (Mary Elizabeth Ellis) ile gelişen ilişkisinden diğer sakinlerle gönülsüz arkadaşlıklarına kadar karakterler sevimli ve nüanslı. Danson’ın Charles tasviri diziyi zahmetsizce somutlaştırıyor ve hayatın sonraki aşamalarını komik bir şekilde keşfetmek isteyen herkes için mutlaka izlenmesi gereken bir yapım haline getiriyor.